Evlad-ı Fatihan….
Bu topraklarda ana yurda dönmek zorunda kalan yurttaşlara verilen adlardan biri, kimi göçmen kimi Sevdalı ve bağlı topraklara duyduğu büyük özlem ile hatıralarında yaşattıkları o kutsal saydıkları yer…
Bu ülkenin kurucusu ve Banisi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ” MUHACİRLER KAYBEDİLEN TOPRAKLARIN AZİZ HATIRALARIDIR” Söylemi ile onure olan Bu ana vatana kattıkları iş gücü ve birikimleri ile ülkenin çimentosu söylemini hak eden Devletini BABA bilen uğrunda malını mülkünü hatta canını seve seve feda edebilecek kadim insanlardır Balkanlılık….
Sene 1956 Babacağızım Bugün adı Kosova olan ülkeninin PRİŞTİNA kentinin Gadime köyünde doğan (1938) 3 erkek evladı ortancası Babası onu ve kardeşlerini annesini kosovada bırakarak gelmek zorunda kalan bir adam; Babasızlık özlemini iliklerine kadar hisseden varlıktan yokluğa her şeyi yaşamak zorunda kalan velakin duruşundan ve onurundan zerre kadar kadar ödün vermeyen bir Babaanne (m)….
1956 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ‘ İSKAN’ adı altında balkanlarda o dönem kalanların anayurtlu insanlara kapısını ve sofrasını açtığı yıllar.
Onur ve şerefi mülk edinerek o topraklara bakıldığında dünya kadar mal, mülk ve büyükbaş ve küçük başlardan oluşan serveti elinin tersi ile iterek bilinmezlik ile dolu anavatana göç….
Devlet Baba ; her göç zamanı olduğu gibi bu cennet topraklara yapılan planlama gereği Babaanne ve Babam Amcalarımı MANİSA Merkez’e ikam ettirmiş, gel git zaman bakmışlar ki Dede Türkiyede başka bir eş ile yeni bir yaşama yelken açmış; Daha da fazla çalışarak bu asil devlete açılan kucağa hizmet ederek bağlanmışlar.
zaman ele geçiremediğimiz en kıymetli varlık….
belli bir ikamadan sonra ver elini İSTANBUL, o 7 tepeli mavi narin kente yerleşik düzen,
işte yaşama adapte olabilme hikayelerinden sadece birinin ufak bir kısmı, bunun gibi milyonlarca hikayesi insanlar…
gel git zaman ben doğmuşum aylar ayları, yıllar yılları kovalarken büyüyüvermişim zamanı anlamadan; Babasızlığını bana yansıtmayan bir baba….
geçmişe doğru kısa bir mola vereyim dedim, yaşadıklarımı göz önüne alarak kim derdi ki eli kalem tutup Gazeteci olacak ülkenin nabzına ışık tutacak
Benimkisi BALKANLARA Bir aşk hikayesi…
Gazetecilik serüven başlangıcımın en kıymetlisi, nereden nereye zaman bana hem iyi bir öğretmen hem iyi bir ders oldu,, herkesin bir hikayesi olduğu gibi…
Ülkem öyle bir sevda ki bende….
Başımın üstünde dalgalanmasından onur duyup, gölgesine bile basmaktan imtina ettiğim Bayrağım…..SEVDAM..
Doğusundan, Batısına
Kuzeyinden, Güneyine il il, ilçe ilçe
girmediğim kalmadığı çok az yer her yöreye ait kadim kültür zenginliği, her duamda şükürdür bu topraklarda doğmuşluğum…
kolay değil 600 yıllık aziz hatıranın bir parçası olabilmek ve buna bir nebzede olsa katı koyabilmek,,
biz den Rumelilerden her olur ve çıkar çalışkanlıktan gelen genetik bir devrim, yalnız bizlerden tek bir şey olamaz, olamaz ” VATAN HAİNLİĞİ ‘‘
Hele ki Mustafa Kemal’in evladı iseniz yediğiniz ve içtiğinize, duruşunuzdan konuşmanıza pür dikkat ederiz, kolay mı böyle bir babaya evlad olabilmek. ne mutlu ki böyle bir babanın evladı olabilmek..
ikinizde rahat uyuyun bizler aziz hatıralarınıza zelal getirmedik, getirtmeyiz EvelAllah..
Evet Balkanların ve Türkiyenin Televizyonu olan Tek Rumeli ye
yakışır bir haber sitesi gerek dedik ve başladık bu serüvene…. yolumuz mutlu, kutlu ve mübarek ola
umarım bir çok noktaya ulaşabilme onurunu bizlerden esirgemezsizin…
YORUMLAR